AİLE TUTUMLARI VE ÇOCUK
Hepimizin de bildiği üzere toplumsal olarak aile dinamikleri ve yapısı üzerine pekte hatalı davranmadığımızı düşünmekteyiz. Fakat çocuğun ilk dünyaya geldiği günden itibaren ruh halinin ve psikolojisi gelişimsel açıdan önem arz etmektedir. Bununla birlikte bireyin(çocuğun) erken çocukluk döneminde ki aldığı enerji bu süreci olumlu veya olumsuz etkilemektedir. Yani çocuğun güven içerisinde olması ile birlikte çevresel faktörlerde önem arz etmektedir. Fakat bu süreci bir şemsiye olarak düşündüğümüzde biyolojik ihtiyaçları şemsiyenin saç ayağıdır. Fakat anne ve baba tutumları bu şemsiyenin odak(ana) noktasıdır. Mesele burada başlamaktadır. şemsiyenin ana odak noktası çocuğun ileri yaşantısında gideceği yolları nasıl ve ne şekilde yürüyeceği sistemini oluşturmaktadır. Bu vesileyle ilk 6 yıl önem arz etmektedir. çocuk sadece biyolojik anlamda değil aynı zamanda bilişsel anlam dada sizlere muhtaç bir grafik çizmektedir. bunun için daha net olmalıyız.
Gelişimsel açıdan bir yol haritası çizen zihin ilk odak noktası olarak aldığı aile tutumlarına göre şekillenir. Bir nevi geleceğimizi ciddi anlamda nasıl ve ne şekilde yaşayacağımız durumunu belirler.
Ayrıca kişinin içerisinde olduğu olumlu ve olumsuz ortamlar o kişinin kişilik yapısındaki dinamikleri de etkilemektedir. Bu dinamikler yaşamımız boyunca çevresel ve yaşadığımız olaylarla değişkenlik gösterse de temel unsur olarak zihnin geçmişi emsal alacağı unsurunu unutmamamız gerekmektedir.
Bununla birlikte çocuğun ruh halinde bir grafik oluşturmak gerekir. Aile tutumları ile ilgili.
1.unsur olarak; dünyaya gelen çocuğunuza ve kendinize yol haritası yaparak başlayabilirsiniz. Çocuğun bu aşamada belli başlı temel ihtiyaçları vardır. Alt değiştirme emzirme vb.. fakat sadece bu süreçle son bulmayan bir durum söz konusudur. Yaşamın her alanında olduğu gibi bu süreçte de zihin emeğin dışında sevgi ve güven ister. Yani bebeğinizin sizi sıkıntıya koyacak tek noktası ağlama ve mama istemesidir. Bunun dışında ki ona sinirleneceğiniz her durum sade ve sadece sizin yaşamınızda ters giden durumlardır. Yani bebeğinize ilgisiz davranmanız için hiçbir neden yoktur.
Ek olarak çocuğunuzla ilk ayrılık sürecininiz dahi çok önemlidir. Bu süreçte markete dahi gitseniz sizin yoksunluğunuzdan sıkıntılı bir şekilde etkileneceği için onun en sakin halini beklemeniz. Bebeğinizle sizin ilk ayrılık sürecinde güvenli ve huzurlu bir ayrılık sürecini beraberinde getirecektir. BUNUN İÇİN ÖNCELİKLE hislerinizle değil içsel anlamda bir ebeveyn olarak gözlemlerinizle hareket etmeniz gerekmektedir.
Diğer türlü çocuk ile aranızda ki birçok etkileşimi çocuk beynine olumsuz süreçler olarak kodlar ve uzun vadede bu durumlar bizi geri plana iter. Bununla birlikte bazı olumsuz davranışlar biz yetişkinler için çok önem arz etmese de çocuk için önemli bir faktördür. Unutmayalım çocuğun kafasındaki olay ve odak noktaları 2,3 etkileşim sürecinden geçmekteyken. Yaşam ın zorluğu sizin zihin sürecinizi 1den çok odak noktasına çekebilir. Bu çok dağınık ve çok fazla odaklandığınız süreçlere zaman ayırırken çocuğunuzun tek odak noktası olan sizi yani kendinizi unutabilirsiniz. Bu süreç çocukta olumsuz bir durum yaratmaktadır.
Aynı zamanda çocuğun ilk 5 yılı özellikle ilk 3 yılı çok önemlidir. Aile tutumlarının önem arz ettiği bir durum her periyotta önem arz ederken; bu süreçte daha bir anlam kazanmaktadır. Unutmayalım bir iş süreci olarak düşündüğümüz basit bir işte dahi başlangıç ve son çok önemlidir. Başlangıcın sıkıntılı olduğu bir iş sonda ne kadar iyi yapılır ise yapılsın pek bir anlam ifade etmeyecektir.
Sizlerin iç dünyasında çeliştiği birçok durum olabilir. Fakat çocuk yetiştirmek çelişkileri kaldıracak bir durum değildir. Tam olarak ne hissettirdiğimizle alakalı bir durum söz konusudur. Bunun için çocuğumuza yansıttığımız durum çocukta olumlu olumsuz izler bırakmaktadır. Bu süreçlerle birlikte daha net bir tavır sergilemeniz çocuğunuzun daha net ve dingin bir bakış açısı kazanmasına olanak sağlar. Bununla birlikte geçmiş dönemde ailelerinizin sizlere yansıttığı durumları tamamen rafa kaldırınız. Çünkü bu durumda çocuğunuz günümüz şartlarında istediğiniz gibi olmayacak. Çünkü sizin döneminizde ki odak noktaları ve imkanlar dâhilinde bu sürece baktığınızda ne demek istediğimi anlarsınız zaten.
Belirsizlik çocuk zihnini kaosa iten bir durumdur. Sebebi ise çocuk net tavır ve durumu benimser. Tasvip eder. Sizdeki olumsuz tavırlar ve yersiz ceza yöntemleri sizleri daha net duruştan uzaklaştırırken. Çocuğunuza uyguladığınız yaptırımlar vasıfsız bir süreçten öteye gidemez. Buda çocuk ebeveyn arasında ki ilişkiyi korkunç ve yoğun bir şekilde olumsuz etkiler.
Çocuklarımıza karşı davranışlarımızda belirsizlik sürecini aşmalıyız çocuğa net telkinlerde bulunmamız lazım bu süreçte diğer türlü zarar gören çocuk olacaktır. Çocuk sizlere tarafsız bakmaktadır. İlgi odağı olarak. Sizin içerisinde bulunduğunuz problemlerin onda hiç mi hiç önemi yoktur. Özellikle 0-3 yaş aralığında nasıl ki olumsuz süreçlere çocuğunuz sizleri koymadı ise; olumsuzlukları yaşarken yansıtmayacağımızdan tek nokta çocuğunuz olmalıdır. Bu hususta ayrım yapamayan aileler zorlu bir çocukluk dönemi yaştırlar çocuklarına.
Tutarlı davranmalıyız. Sözlerimizle eylemlerimiz birbiriyle doğru orantılı olmalıdır. Çünkü çocuk bu durumu olumlu olumsuz içselleştirebilir. Demokratik bir tutum içerisinde davranmalıyız. Eşinizle arı bir görüşe sahip olsanız dahi bu çocuğun önünde tartışılmamalıdır. Kararlar beraber verilmelidir. Birde geçmiş takıntımızdan vazgeçmeliyiz. Çok sık duymakla birlikte bizim zamanımızda böyleydi bu zamanda neden böyle soruları sadece bizleri yavaşlatır. İleriye dönük olumlu ve pozitif bir hamle yapmamızın önüne geçer. Çünkü geçmiş geçmişte kalmıştır. Fakat farkında bile olmadığınız geçmişte size yapılmayanların hasarını günümüzde yaşayabilirsiniz. Hatta belkide yaşıyorsunuz. Unutmayalım aynı genden olsak dahi siz farklı çocuğunuz farklıdır. Çünkü her insan kendi öyküsünü yazmaktadır.
Özellikle kararlar alınırken çocuğunuzun da orada olmasına önem gösteriniz. Ödül ceza yöntemi denge ayarına göre kurgulanmalıdır. Sık ödül veya sık ceza çocuğu geri plana itecek bir unsurdur. Çünkü sürekli ödüle alışan bir çocuğa bireysel bağımsızlık kazandırma sürecinde çok eksik kalabiliriz. Bununla birlikte sürekli ceza uygulanan bir çocuğa ise; özgüven ve sosyal hayat anlamında geri bir adım attırmış olabiliriz.
Bunun için en başında da söylediğim gibi denge unsuru çok önem fark etmektedir. Dengenin kurulamadığı aile yapıları hasara uğramaya mecburdur.
Son olarak çocuğunuzla aileniz arasında bir demokratik bağ kurunuz. Siz ebeveynlerin anneleri, babaları, kardeşleri ve yakınları sizinle aynı ev ortamında olmadıklarından dolayı, dinamikleri tam net göremeyebilirler. Birilerinin cümleleri ile değil kendi gözlemlediğiniz eş zamanlı birlikte verdiğiniz kararlar neticesinde çocuğunuzu değerlendiriniz.
Unutmadan Google iyi bir arama motorudur. Fakat iyi bir çocuk büyütme rehberi değildir. Hasarı enkaza uğratmamak adına işin uzmanına gitmelisiniz. Sağlıcakla kalmanız dileğiyle…